Son ayların güncel konuları arasında Sosyal Güvenlik Reformu çalışmalarının önemli yer tuttuğu gözlenmektedir.Bu bağlamda olumlu bir gelişme; işsizlik sigortası gerçekleşmiş bulunmaktadır.Emeklilik yaşı,iş güvencesi tasarıları kamu oyunda hararetli tartışmalara konu olmaktadır.Öteyandan SSK sağlık hizmetleri ciddi biçimde sorgulanmakta ve hizmetlerin iyileştirilmesi için bir taraftan randevulu hasta muayene sistemine geçişten /bu sistemin uygulanmasından söz edilmekte,diger taraftan İstanbul gibi sigortalıların yoğun olarak bulundukları merkezlerde yeni SSK sağlık kuruluşları yapılandırılmasıyla çok iyimser sayılacak bir tahminle-hizmetlerin iki yıl gibi sürede çağdaş düzeye getirileceği savı öne sürülmektedir.Tüm çalışmaların can alıcı öğesi olan sosyal sigorta fonlarının yeterli düzeye getirilmesi için çabaların sürdürüldüğü de görülmektedir.
Böylesi kapsamlı girişimler arasında sigortalı işçinin kendisine yönelik sağlık hizmetinin teknik niteliğine ilişkin ,yeni düzenlemelerde göz önünde tutulmasında yararlı olacağını umduğumuz ,kimi özellikleri belirtmek istiyoruz
Kavram ve Uygulamalarda Farklılıklar.
Sigortalı işçinin sağlık hizmeti kavram ve uygulamalar bakımından oldukça farklılıklar gösteren bir konudur.Bizim iş yaşamımızda yer yer algılamalar değişmekte bu yüzden var olan potansiyelin tam olarak degerlendirilemediği görüşündeyiz.Kavram açısından bakıldığında,sigortalı işçinin sağlık hizmeti çok kere sigortalının tıbbi bakımı-bireysel bir sorun-biçiminde düşünülmektedir.Konuyla çok yakın bağlantısı olan işveren bile bazan bu anlayış içinde olabilmektedir.Oysa bu görüş eksik ve yetersizdir.Gerçekte sigortalı işçinin sağlık hizmeti kavramı çok daha geniş ve kapsamlıdır.Burada sağlık hizmeti süreci
koruyucu,iyileştirici ve rehabilitasyon yönleriyle ele alınan bir etkinlikler bütünüdür.Bu çalışmalarda üretimin asıl öğelerinden olan işçinin sağlığının korunması,sürdürülmesi ve geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
Sigortalı işçiye tıbbi bakım anlamında hizmet sağlanması kuşkusuz gereklidir.Hastalık yakınması olan işçinin en kısa sürede,kolayca hekime başvurması,çağdaş tıbbın öngördüğü muayene ve tedavi yöntemleriyle tezelden etkin biçimde iyileştirilmesi kaçınılmaz zorunluluktur.Bu tür sağlık hizmeti her vatandaş gibi işçinin de doğal hakkıdır.Hatta üretken nüfus bireyi olarak,üretimde belirli bir işlevi olan hasta işçinin muayene ve tedavi ışlemleri,zaman kaybı bakımından en aza indirgenerek düzenlenmesi ilke olarak benimsenmeli ve uygulanmalıdır.
Sigortalı işçinin koruyucu sağlık hizmeti konusuna gelince; sorunun oldukça değişken nitelikler içerdiği ortaya çıkmaktadır.Yürürlükteki yasal düzenlemelere göre sigortalı işçi tanımı,büyük bir kesimiyle 18-60 yaş gruplarında olan,el becerisi ve/beden gücüne dayalı olarak çalışanları kapsamaktadır.Sayı olarak bu kesim yaklaşık beş milyon kişiden oluşmaktadır.Bir başka özellik beş milyon dolayındaki sigortalı işçinin yarısı 50 den az işçi çalıştıran işyerlerinde,öteki yarısı 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde bulunmaktadır.Bu ayırım iki tür işyeri statüsü oluşturmaktadır;(1)küçük işyeri,(2)orta ölçekli ve büyük işyerleri.Yürürlükteki yasalarımızdan Umumı Hıfzıssıhha Kanunu,İş Kanunu ve buna dayalı olarak çıkartılan tüzükler(İşçi Sağlıği ve İş Güvenliği Tüzüğü,Ağır ve Tehlikeli İşler Tüzüğü,Gebe ve Emzikli Kadınların Çalışma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Tüzük,İş Güvenliği Kurulları Hk.daki Tüzük),İşyeri Hekimlerinin Çalışma Şartları ile Görev ve Yetkileri Hk.daki Yönetmelik vb.sigortalı işçilerin işyerlerindeki sağlık ve güvenlik önlemleriyle korunmaları bakımlarından farklılıklar yaratmaktadır.Şöyleki; 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde SSK unun sağladığı tedavi hızmetleri (tıbbi bakım)dışındaki koruyucu sağlık hizmetleri için işyeri hekimi istihdamını,bu yoldan belli bir saglık denetimi mekanizması yükümlülüğünü getirirken,küçükişyeri olarak nitelenebilecek 50 den az işçi çalıştıran işyerlerindeki sigortalı işçiler sürekli sağlık denetiminden yoksun bırakılmış olmaktadırlar.Hernekadar bu sonuncu sigortalı kesim için İş Kanununda,Tüzüklerde,İşyeri Hekimleri Yönetmeliğinde küçük işyerlerindeki sigortalılar lehine bazı hükümler varsa da, bu hükümlerin uygulamada gerçekleştirilmesi güç ve hemen hemen tümüyle kagıt üzerinde kaldıkları söylenebllir.
İyileştirici ve Koruyucu Sağlık Hizmetlerindeki Özellikler.
Sigortalı işçi sağlık hizmeti konusunu biraz daha açmak gerekirse, etkinlikler üç başlık altında gözden geçirilebilir.(1)Hasta sigortalı işçinin sağlık bakımı,(2)Sigortalı işçinin işyerindeki sağlık gözetimi-tıbbi kontrol ve muayeneler,güvenli çalışma ortamı sağlanması,
(3)Sakat veya engelli işçinin üretime katılmasını amaçlayan tıbbi ve mesleki rehabilitasyon.Bu yazıda 1ve 2 sayılı başlıklar üzerinde durulacaktır.
Birinci etkinlik hasta sigortalı işçinin tıbbi bakımı.Bu etkinlik toplumun en duyarlı olduğu ve sürekli gündemde tutulan konudur.Hastalık yakınması olan sigortalı işçinin SSK hekimine/sağlık kuruluşuna başvurusu ,klinik ve laboratuvar muyenelerinin yapılması,tedavisi.gerekli ilaçların verilmesi,icabında ameliyatların yapılması,değişik protez,araç- gereçlerin sağlanması,aslında pahalı,yeni tıbbi teknolojik olanaklar yüzünden maliyeti hergün biraz daha artan bir hizmettir.Bu alandaki etkinlikler birçok ülkede olduğu gibi bizde de çözümlenmesi zor sorunlar yumağıdır.Şimdiki koşullarda kabul edilebilir bir sistem biçimine dönüştürmek kendi başına bir başarı sayılmalıdır.
İkinci etkinlik türü,sigortalı işçinin işyerinde sağlık kontrolu,gözetimi,sağlıklı ve güvenli ortamda işgörmesi,degişik nedenlerle çok kere göz ardı edilmiştir.Her insan gibi işçi organizmasının esnek uyum yeteneği mekanizmaları nedeniyle olumsuz çalışma ortamı koşullarına –genel olarak-geç reaksiyon göstermesi faktörlerden biridir.Örneğin,gürültüye,zararlı ışınlara,toza ,belli toksik maddelere (kurşun,çözücü buharları gibi),kanserojen maddelere krom bileşikleri.benzen vb.etkenlere maruz kalan işçilerde belirtiler yıllar sonra ortaya çıkar.Çalışma ortamından kaynaklanan bazı tepkiler de kısa
sürede değerlendirilemez.Olumsuz etkenler ve koşulların ölçülmesindeki-nicel olarak belirlenmesindeki teknik güçlükler,etkenin patolojik belirti ve bulgulara dönüşmesindeki süre nedensel ilişki kurulmasını zorlaştırmaktadır.Ayrıca ortaya çıkan bulguların işyeri dışındaki hastalıklara yorumlanması gibi yanılgılar,işyeri sağlik gözetiminin önemini gölgelemekte,önemini kavramada geçikmelere neden olmaktadır.Sonuçta iyi bir denetimle patolojik sürecin hemen başında yakalanabilecek olumsuzluklar yersiz acılara,bazan onarımı yapılamıyacak sağlık sakıncalarına ,gereksiz harcamalara-hukuksal ve sosyal mağduriyetlere yol açmaktadır.
İşyerindeki sağlık sakıncalarının giderilmesi sorumluluğunun işverene ait olması.dolayısiyle harcamalar yapılmasıkülfeti koruyucu girişimlerde çekincelere,savsaklamalara yol açması da ayrı bir sorun olmakta.
Gerçekte bu hizmet,sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı oluşturulması ve sürdürülmesi üç boyutludur.Konunun işçi,işveren ve devlet boyutları vardır.İşçi ve işveren açısından bilinçli yaklaşım sorunların çözümünde temel öğedir.İşyerindeki üretimin sağlıklı işçi ile saglıklı ve güvenli ortamda yürütülmesi çalışma barışının baş koşullarından biridir.Sonuçta işletmenin verimliliği,maliyetleri ve rekabet gücü bakımından üstünlükler sağlıyacagını kavramak belli bir bilgi ve anlayış düzeyi,belli bir birikim gerektirdiği unutulmamalıdır.Çağımız koşullarında ilkel bir görüşle yalnız artı değere yönelik tutumla,çalışan kişinin sağlığını hiçe sayan işletmelere ayakta kalma olanağı tanınmamaktadır.Herhangi bir işyeri denetimden her nasılsa uzak kalmış bir ortamda/işsizlik nedeniyle-geçim derdi sıkıntısından her türlü olumsuzluklar ortamında çalışmayı kabüllenen işçilerin bulunduğu dönemde kurulmuş olsa bile bu işyerinin uzunca bir süre ayakta kalması olanak dışıdır.Türkiye artık böyle bir dönemi geride bırakmaktadır.
Konunun işçi boyutunda örgütlü işçi haraketleriyle yavaş da olsa olumlu gelişmeler görülmektedir.İşçi eğitimlerinin daha düzenli ve disiplinli biçime getirilmesi işyerlerindeki sağlık ve güvenlik koşullarının iyileşmesine ivme kazandıracaktır.
İşveren boyutunda giderek olumlu gelişmelere tanık olmaktayız.Büyük işyerleri yeni teknolojilere ve iş organizasyonlarına yönelirken sağlık ve güvenlk koşullarının iyileştirilmesi zorunluluğunu benimsemektedirler.Profesyonel yöneticilerin yaygınlaşması ve bunların konulara bilinçli yaklaşımları olumlu örnek işyerlerinin sayılarını arttırmaktadır.
Yeni Adımlar Atılabilir
Devlet boyutunda;sigortalı işçi sağlığı konusunun yeniden düzenlenmesi gündemde olduğü şu sırada gerçekten, kullanılacak önemli,atılım sayılacak fırsatlar vardır.Bize göre bunlardan ikisi ön planda gözükmektedir.
(1)İşyerlerindeki sağlık kontrolu ve gözetimini daha geniş bir işçi kitlesini içine alacak biçimde yaygınlaştırmak.Ülke düzeyinde sanayileşmenin güzel örneklerinden olan Organize Sanayi Bölgelerine ve Küçük Sanayi Sitelerine bu hizmet taşınabilir.Bu kuruluşlardaki küçük ve orta ölçekli işyerlerinde önemli sayıda ışçi istihdam edilmekte, giderek bu kuruluşların sayıları,dolayısiyle işçi sayılarının artması da beklenmektedir.Bu yörelerdeki küçük ve orta ölçekli işyerlerinde (KOBİ lerde)işçi toplulukları bir arada bulunmaktadır.
Eskiden saglık ve güvenlik denetimi çok güç olan dağınık,plansız,altyapıdan yoksun küçük işyerlerine karşılık şimdi planlı,altyapısı mevcut işyerlerinin bir yöreye toplanması işyeri saglık ve güvenlik gözetimini gerçekleştirecek ORTAK İŞYERİ SAĞLIK BİRİMİ oluşturulmasını kolaylaştırmaktadır.Aslında bu yörelerde gereksinim çok açıktır.Kuruluşlar şimdiden kendi başlarına çare arar gibi yöntemlerle ortak işyeri sağlık birimi /benzeri birimler oluşturma çabasındadırlar. Birimlerin yeterli olanları yanında yetersiz kalanları olabilecektir.Böyle bir karmaşayı gidermek yasal önlemlerle mümkündür. Bu girişimin anlamı Devlete yakışan bir öncülük misyonudur.Kaldı ki,böyle bir düzenleme Devlete herhangi bir mali külfet yüklemiyecek var olan gerksinimin KOBİ işverenleri ve çalışanları lehine rasyonel biçimde düzenlenmesi fonksiyonunu yerine getirmekten ibaret olacaktır.
Yasal düzenleme İş Kanunun ilgili maddelerine bir fıkra eklemek veya İş Hekimliği Yönetmeliğinin 8. maddesi (g) fıkrası hükmünü biraz daha açmak/genişletmek suretiyle yapılabileceği gibi başka hukuki formül de bulunabilir.Yapılacak yasal düzenlemenin demokratik biçimde gerçekleştirilmesi yönünden ilgili kuruluşların -Organize Sanayi Bölgelerinde yönetim kurlları ,Küçük Sanayi Sitelerinde meslek odaları temsilcileriyle
danışmalarda bulunulması,yeni önlemler hakkında düşüncelerin paylaşılması Uluslararası Çalışma Örgütünün (İLO nun ) tavsiyeleriyle de örtüşür.
(2)Oluşacak yeni düzenlemede İşyeri Hekimliği müessesinin de gözden geçirilmesi düşünülebilir.İşyeri Hekimliği günümüzde birinci basamak sağlık hizmetinin bir organı olarak kabul edilmektedir.Bu yönüyle koruyucu hekimlik uygulaması niteliğindeki işe giriş,aralıklı tıbbi kontrol muayeneleri,sağlık eğitimi,acil müdahale,ilk yardım organizasyonu vb. hizmetler yanı sıra halen bir karmaşa içinde olan ortak işyeri sağlık biriminde hasta muayenesi sorunu da mantıklı ve tutarlı bir çözüme kavuşturulabilir.İşyeri hekiminin işlevi SSK sağlık kuruluşlarıyla 2. ve 3.basamak sağlık hizmetleri ilişkileri bakımından uyumlu bir eşgüdüme kavuşturulabilir. Böylesi bir uygulama SSK sağlik kuruluşlarındaki hasta yığılmalarını bir ölçüde hafifletecektir..Ayrıca nisbeten ağır olmayan hastalık durumları için SSK sağlik kuruluşlarına gidiş-gelişlerde,beklemelerde yitirilen zamanı açısından işçi ve işveren tarafından ileri sürülen haklı şikayetler ortadan kalkacaktır.En önemlisi sigortalı işçilerin sağlığını sürekli olarak izleyecek,işçiye sahip çıkacak bir hekimin varlığı gerçekleşecektir.Diğer taraftan açıklanan fonksiyonu ile yeni bir kimlik kazanacak işyeri hekimi sürekli eğitim niteliğinde girişimler ve uygulamalarla bu alandaki meslek bilgisini yenilemek,pekiştirmek olanağı bulacaktır.Başka bir teknik üstünlük ve gelişme, işyeri sağlık birimlerine -gereken durumlarda -iş güvenliği,iş hijiyeni,ergonomi hizmetleri bakımından uzmanlarla destek sağlama öngörülmesi olacaktır..
Tüm bu yeniliklerin hayata geçirilmesinde kuruluş,personel ve donanımları bakımından finansal önemli bir sorun olmayacağı görüşündeyiz.Harcamaların büyük bir bölümü halen yürütülen etkinliklerin karşılığını daha rasyonel biçime dönüştürmek olacaktır.Daha yeni ve ileri muayeneler,testler için donanım istenilen durumlarda gerekecek harcamalar hasta işçi tıbbi bakım giderleri yanında çok düşük bir oran olarak kalacaktır.
Bu makalede sigortalı işçi sağlık sorunlarının ele alınması hiçbir suretle bugün için sigortsız çalıştırılanların- çocuk işçilerin,kayıt dışı işlerde çalıştırılanların -sağlık sorunlarını küçümsediğimiz ya da önemsemediğimiz anlamına gelmez.Makalenin sigortalı işçilerle sınırlandırılması şimdilerde var olan koşulların sigortalı işçilerin sağlık sorunlarında bazı iyileştirmelere müsait fırsat yarattığı düşüncesinden kaynaklanmaktadır.