Avrupa’da bütün sektörler dahilinde, her 3 işçiden 1’i kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları ve hastalıklarından şikayetçidir. Kas-iskelet sistemi Hastalıkları(MSD-Musculoskeletal Disorders); kasları, tendonları ve sinirleri etkileyen rahatsızlıklardır. Avrupa’da en sık görülen meslek hastalığı olan MSD, işçilerin en temel sağlık şikayeti olma konumundadır.
Kas-İskelet Sistemi Hastalıkları Konusunda Brüksel’de Yapılan ETUI-REHS Konferansı ve Yeni Bir Yönerge Çalışması
Avrupa’da bütün sektörler dahilinde, her 3 işçiden 1’i kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları ve hastalıklarından şikayetçidir. AVRUPA İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Sekreteri John Monks, 9-10 Ekim 2007 tarihinde düzenlenen toplantının açılışında, bu konunun üzerine gidilmesi gerekliliğini dile getirmiş ve çalışanların önemli bir kısmını etkileyen bu hastalıkların hızla yaygınlaştığını belirtmiştir. Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun eğitim ve araştırma enstitüsü ETUI-REHS’in(European Trade Union Institute- Research Education Health Safety) önderliğinde Brüksel’de yapılan konferansa, işçi konfederasyonlarını temsilen 80 kişi katıldı.
Kas-iskelet sistemi Hastalıkları(MSD-Musculoskeletal Disorders); kasları, tendonları ve sinirleri etkileyen rahatsızlıklardır. Avrupa’da en sık görülen meslek hastalığı olan MSD, işçilerin en temel sağlık şikayeti olma konumundadır.
Şu an yürürlükte olan Avrupa mevzuatı, sıkıntının üstesinden gelmek için yetersiz kalmaktadır. ETUI-REHS’in Genel Yönetmeni Marc Sapir, konu ile ilgili taslak bir direktif çalışmasının yapılması gerektiğini söylemiştir.
Sosyal ortakların, 2004 yılından beri yeni yasa ile ilgili sürdürdükleri çalışmalar, geçen mart ayında başlayan 2. aşamaya kadar oldukça yavaş ilerliyordu.
İşçi ve işveren sendikalarının temsilcilerinin arası, konuyla ilgili açık gibi görünüyor. İşçi sendikaları, MSD hakkında genel bir direktif verilmesini ve psiko-sosyal etmenler ve işyeri örgütlenmesi gibi konuların öne çıkarılmasını istiyor. Avrupa işveren örgütü Businesseurope ise, MSD’lerin artışının işten kaynaklandığı konusunda bir bilimsel kanıt olmadığını, bu nedenle sektörel bir yaklaşımla duyarlılık ve farkındalık arttırıcı çalışmalar yapılması gerektiğini ve yasal açıdan bağlayıcı bir direktife gerek olmadığını savunuyor.
AB Komisyonu ise, konuya daha geniş açıdan yaklaşıyor. 1989 yılında çıkarılan, Avrupa İşçi Sağlığı Güvenliği Çerçeve Direktifi’ne dayanan yeni bir mevzuat ve direktif oluşturulması konusunda, yeni bir girişim başlatılması söz konusu.