Bursa’daki maden ocağında, 10 Aralık akşamı meydana gelen patlama ve sonrasında oluşan göçük nedeniyle 19 işçi hayatlarını kaybetti .
10 Aralık 2009 … Aynı zamanda Dünya İnsan Hakları Günü…
Bu özel günde, bir insanlık suçu daha işlendi. Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesindeki bir maden ocağında çalışan 32 kişiden 19'u göçük altında kalarak yaşamını yitirdi.
Grizunun ocağın içinde hissedilmesinden 1 saat sonra patlama oldu. Demek ki, yasa gereği yapılması gereken grizu ölçümleri ve tehlike alarm sistemi ocakta yoktu. Göçük sonrası, 5 kişi "hiç bir donanımları olmaksızın" kurtarma amaçlı ocağın derinliklerine daldı (ve son anda kurtarılarak yeryüzüne çıkarıldı). Demek ki, tehlikenin farkında değillerdi ve yasa gereği eğitim görmemişlerdi.
Buradan çıkarılan sonuç : İşveren önlem almadığı için sorumluydu; Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı yasa gereği denetimleriyle yasaların
uygulanmasını sağlayamadığı için suçluydu. Göçük altında kalan işçilerin çok büyük bir bölümü 1-2 aydır çalışan acemi işçilerdi; tarım gelirlerinin yetersiz kalması sonucu asgari ücretle çalışmaya razı olan insanlardı.
Bundan çıkarılan sonuç: Suçlulardan biri de izlenen ekonomik politikanın mimarlarıydı. Asıl suçluysa, tepkisi saman alevi gibi, ancak büyük kazalarda ortaya çıkıp, kısa bir süre sonra kaybolan ve "eski hamam eski tas" uygulamasının sürmesine olanak veren kamuoyuydu.