Yeni teknoloji gereği yaşadığmız ortamda , değişik amaçlarla, binlerce kimyasal madde kullanıldığı bilinmektedir.
Sanayide üretim sürecinde katı, sıvı, gaz olarak çok sayıda kimyasalla karşılaşma söz konusudur. Tarımda yaygın olarak kullanlan yapay gübre, pestisitler (böcek kırıcılar, mantarlar, mikroorganizma , kemiriciler savaşım araçları da) sık kullanılan kimyasallara örnek olarak gösterilebilir. Bu sektörlerde çalışanlar mesleksel uğraşıları sırasında doğal olarak değişik kimyasallarla iç-içedirler. Ayrıca, günlük yaşamda herkes kadın/erkek, çoçuk/yetişkin doğrudan ya da dolaylı olarak kimyasallarla karşı karşıyadır. Evlerde kullanılan temizleyiciler, deterjanlar doğrudan kimyasal ile teması oluşturur. Tarımda kullanılan kimyasalların toprağa verilmesi ve bu tarla/bahçelerde üretilen besinlere taşınması sonucu tüketici tarafından yenmesiyle vücudumuza alınması , dolaylı olarak kimyasallara maruziyeti oluşturur. Benzer biçimde fabrikalarda/genel olarak işyerlerinde kullanılan kimyasallar-bunlarla bulaşmış kirli suların arıtılmadan çevredeki akar sulara, göllere. denizlere bırakılması ve sonuçta alıcı su kaynaklarının yaniden kulanımı; ya da bu kirli alıcı sularda yetişen sakıncalı kimyasalları organizmalarında biriktiren balıkların tüketimi- yoluyla insanlara ulaşmaktadır.
Fabrika, konut, bacalarından çıkan dumanlar, motorlu araç ekzosları içerdikleri zararlı kimyasallar yüzünden çevre havasını kitletmekte ve o civarda oturanlar kirli havayı solumak suretiyle sağlığa olumsuz etki yapan kimyasallara maruz kalabilmektedirler. Bundan başka çöplerin (katı atıkların) yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması/yok edilmesinde açık araziye bırakılması, özel önlem alınmadan yakılmaları insanları sakıncalı kimyasal maruziyetlere bırakan diğer işlemlerdir.
Kozmetik (güzellik) malzemeleri, ev eşyası yapımında kullanılan malzemeler de başka bir çeşit kimyasal maruziyet oluşturmakta.
Kimyasalların Bir Kısmı Sağlık Sakıncaları Yaratmaktadır:
Bir noktayı önemle vurgulamakta yarar var; günlük yaşantımızda karşılaştığımız kimyasalların tümü sağlık açısından sakıncalı değillerdir, kimyasalların bir bölümü sağlık tehlikesi yaratır. Sağlık tehlıkesi hemen (akut) ya da sinsi-üreğen (kronik) zehirlenme biçiminde olabilir. Akut zehirlenme maddenin özelliğine göre üst solunum yollarında yanma, öksürük, bulantı, kusma, baygınlık, deride kızarma, kaşıntı vb. belirtilerle ortaya çıkar. Kronik zehirlenme kendini zehirli maddeye maruz kaldıktan aylar, yıllar sonra belli eder; gene kimyasalın özelliğine göre kansızlık, akciğer, karaciğer, böbrek , sinir sistemi hastalıkları, değişik organlarda oluşabilen kanser türtleri vb. hastalık tablosu biçiminde ortaya çıkar.
Aslında, fabrikalarda ve genel olarak işyerlerinde, mesleksel uğraşı sırasında zehirli kimyasaldan kaynaklanan sağlık sakıncaları yüzyıllar boyu inceleme, araştırma konusu olmuş ve bunlar meslek hastalıkları/zehirlenmeleri başlığı altında , birçok ülkede, belli korunma, tedavi ve tazminat kurallarına bağlanmıştır. Öteyandan yeni keşfedilen kimyasallara, ya da şimdiye dek sağlık sakıncaları yeterince anlaşılamamış kimyasallara, ilişkin inceleme araştırmalar da aralıksız sürdürülmektedir.
Bu yazıda internetten aldıgımız, güvenirliğinden kuşku duyulmayan, bir olguyu kimyasallara karşı başarılı bir araştırma örneğini, okuyucularımıza sunmak istiyoruz. Zehirli etkiye karşı bilimsel yaklaşım, örgütsel, yönetsel özellikler kadar sosyal açıdan- halktan gelen tepkinin anlayışla karşılanması -sözünü ettiğimiz olguda dikkat çekicidir. Önemli saydığımız başka bir nokta , bu yabancı örnekten ülkemiz için çıkartılabilecek dersler bulunması.
Olay ABD de geçmektedir. Krom bakır arsenat (KBA) sanayide işlenmiş ağaç malzemenin çürümesini önlemek üzere basınçla ürünlere uygulanmakta . Bu tür işlem görmüş ağacın açık hava işlerinde 1930 lardan, ev eşyaları için 1970 lerden bu yana pazarlanmakta olduğu bildirilmiştir. O arada çocuk oyun bahçelerinde oyun yerlerinin yapımında KBA la işlem görmüş ağaç malzeme kullanıla gelmiştir. Bu ülkede Tüketici Ürünleri Güvenliği Kurumu (TÜGK) adı altında federal düzeyde , resmi bir Kurum yer almaktadır. Piyasaya sürülen tüm tüketici ürünlerinin sağlik bakımından sakıncalı olmalarını önleme ve gereğinde zararlı görülen malların yasaklanmsı veya belli koşullarda kullanımına izin verilmesi Kurumun yetkisine bırakılmıştır. Krom bakır arsenat (KBA) ın içerdiği ve zehirli olduğu çok eski tarihlerden bu yana bilinen arsenik yüzünden inceleme araştırmaya alınması iki sivil toplum kuruluşu- Çevre Çalışma Grubu ve Sağlıklı Bina Yapım Grubu tarafından talep edilmiştir. Başvuru haziran 2001 de yapılmış Özellikle KBA ın çocuk bahçelerindeki oyun düzeneklerinde kullanılışına dikkat çekilerek, altı yaşından küçüklerin ellerini sık sık ağızlarına götürme alışknlıkları ve bu suretle oyun düzeneklerini kullanırken arsenikli KBA?ı ağız yoluyla vucutlarına alabilecekleri, sonuçta yaşantılarının bir döneminde akciğer/mesane kanseri gibi hastalığa yakalanma olasılığı yüzünden KBA kullanımının yasaklanmasını istemiştir.
Konu Kurum uzmanları tarafından ele alınmış, kendi laboratuvarlarında ve bağımsız laboratuvarlarda yürütülen analizlerle, çocukların haftada kaç gün ne kadar süreyle çoçuk bahçelerinde vakit geçirebilecekleri, böylelikle ağız yoluyla alabilecekleri zehirli arsenik miktarı, bunun birikmesi sonucu hayatlarının bir döneminde hastalığa yakalanma olasılığı üzerinde durulmuş. Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığına bağlı Toksik Maddeler ve Hastalıklar Kayıt Kurumu (Agency for Toxic Substances and Diseases Registry-ATSDR) verilerine gore 2-6 yaş grubundaki çocukların günde besinler, içme suları, toprak kirliliğine bağlı olarak günde2-46 mikrogram arsenik aldukları saptanmış. Çocuk bahçelerinden yukarıda açıklanan koşullar nedeniyle çocukların ek olarak günde 3. 5 mikrogram kadar arsenik alabilecekleri hesaplanmıştır. Bu yüzden ortaya çıkan risk akciğer veya mesane kanseri olasılığı söz konusu çocuk grubu için yüz milyonda 2-100 düzeyinde artacağı düşüncesine varılmıştır.
Araştırıcılar kendi ülkelerinde bulunan gene federal düzeydeki başka bir resmi kuruluş (Çevre Koruma Kurumu- Environmental Protection Agency) uzmanlarıyla temasa geçmiş, kendi ülkelerindeki demokratik gelenek gereği konuyu kamu oyunda açık tartışmaya açılmasını sağlamışlar, işverenlerle ilişki kurulmuş. Sonuçta işverenler 2003 aralık ayı sonu itibariyle bu tür imalatı kısmen kaldırmayı ve stokta bulunabilecek malzeme nedeniyle 2004 ortasından başlayarak belli sınırlamalarla KBA lı malzeme satışı yapmayı kabul etmişlerdir. Bundan sonraki izleme işlemleri sorumlu kuruluşlara bırakılmıştır. Ayrıca, işlenmiş ağaç malzeme çürümesini önlemek için zehirli KBA yerine zararsız olarak bu işlevi görecek amonyumlu bakır (ACQ) , borlu bakır azol gibi maddelerin ÇKK-EPA kayıtlarında bulunduğu da bildirilmiştir.
Kıssadan Hisse: Söz konusu ülkede kamu oyunun duyarlığı-sivil toplum kuruluşlarının ilgisi; Devletin mevzuatı, örgütlenme tarzı, konuya yaklaşımın demokratik biçimi; araştırmanın bilimsel niteliği; nihayet olumlu bir çözüme ulaşılması dikat çekici. Avrupa Birliği ülkelerinde de sağlık ve çevre konularına benzeri yöntemlerle yaklaşıldığına işaret eden girişimler var-İş Sağlığı, Çevre Sağlığı Direktifleri gibi.
Kendi ülkemize gelince; tanık olduğumuz, kısmen de içinde bulundğuumuz iki girişimin başına gelenleri özet olarak okurların bilgsine sunmak istiyorum :
Bunlar Çalışma Bakanlığı İş Sağlığı Güvenliği Merkezi (İSGÜM) ve SSK Meslek Hastaneleri kuruluşlarıdır.
İş Sağlığı ve Çevre Sağlığı konuları dünyada özellikle sanayileşme ve yeni teknolojilerin kullanımıyla gündeme gelmektedir. Bizdeki gelişmeler göz önünde tutularak, oluşan sağlık risklerini enaza indirmek maksadıyla, iş sağlığı ve çevre sağlığı konularını çağdaş yöntemlerle ele alacak kuruluş olarak Çalışma Bakanlığına bağlı bir merkezin İSGÜM ün kurulması önerilmiş ve dış yardımla 1968 yılında gerçekleştirilmişti. Ne var ki burada görev alan personelin çalışmalarıını verimli sürdürecek koşullar sağlanamamış ve şimdilerde kuruluşun yenilenmesi için Avrupa Birliği ile girişimler sürdürülmektedir. Aradan geçen 35 yıl sonra sil baştan demek yanlış olmayacak. SSK Meslek Hastalıkları hastaneleri de benzer bir kaderi paylaşmakta. Sorun, kağıt üzerinde müessese oluşturmak değil, onları yaşatacak, öngörülen çalışmaları hakkıyla yapacak düzeye kavuşturmak ve sürdürmektir. Kuşkusuz , parasal durum ve uzman personel istihdamı bakımından kamu olanakları sınırlıdır. Ancak bu güçlükler İş Sağlığı ve Çevre Sağlığı hizmetlerinin şimdiki yetersiz durmda, sürüncemede kalmasına mazeret olamaz. Konunun hem sosyal adalet bakımından, hem sağlıksız koşullarda çalışmanın ulusal ekonomiye getirdiği yük açısından öncelik taşıdığı kabul edilmelidir. Gelişmiş ülkelerin İş ve Çevre Sağlığı alanında bol harcamalı geleceğe dönük çalışmalara da uzanan Kurumları bir yana, kendi koşullarımıza uygun, gerçekçi planlama yapılmalıdır. Geçirilen deneyimlerin ışıgında, tasarruf ilkelerine uygun, İş ve Çevre Sağlığı konularnda önce, somut kayıpların acil olarak telafisini gözetecek bir hizmet ve örgüt modeli öngörülmeli ve uygulamaya konulmalıdır.
Kaynaklar
TTB İşçi Sağlığı Enstitüsü
www.cpsc.gov/phth/ccafact.html
www.epa.gov
www.cpsc.gov/library/foia/03/brief/ccaO.pdf briefing Package, P1–6
http://www.europeosha.eu.int/systems